DONUK OMUZ NEDİR?


Donuk omuz; adeziv kapsülit olarak da bilinen omuzda katılık, ağrı ve hareket kısıtlılığı ile karakterize bir omuz eklemi problemidir.
Belirtileri yavaş yavaş başlar, zamanla kötüleşir. Başlangıçtaki en önemli belirtisi ağrıyla birlikte kolu geriye doğru götürememektir. Ağrı nedeniyle kolunu hareket ettiremeyen kişi zamanla önden ve yandan da kolunu kaldıramaz duruma gelebilir. Tedavi edilmez ise eklemin donması 2-9 ay arasında değişebilir. Bir omzundan donuk omuz problemi yaşayan kişinin daha sonraki zamanlarda diğer omzundan da aynı problemi yaşama riski vardır. Genellikle 40-60 yaş arası kadınlarda daha sık görülür.
Donuk Omuz Probleminin Nedenleri Nelerdir?
Donuk omuz, nedeni belli olmaksızın omzun süreli hareketsizliğinden ya da travma nedenli olabilir. Hiçbir nedene bağlı olmadan primer olarak da gelişebilir.
Uzun süreli hareketsizlik nedenleri arasında; meme CA operasyonu ya da açık kalp ameliyatı gibi operasyonlardan sonra kolun uzun süreli kullanılmaması olabilir. Dirsek kırıklarından sonra yine kolun askıda kalması ve kullanılmamasına bağlı olarak omuzda donuk omuz gelişebilir.
Travma nedenleri arasında ise; humerus üst uç kırığı, rotator cuff yırtığı ya da yanlış kullanıma bağlı olarak yumuşak dokuda gelişen enflamasyon süreci olabilir. İmmobilizasyon ve ağrı nedeniyle hareketsiz kalmaya devam eden omuz eklemin etrafındaki yumuşak dokular esneme kapasitelerini kaybederler. Eklem kapsülü ve bağlar, yumuşak dokular esnekliğini kaybettiğinde kalınlaşıp sertleşirler ve omuz hareketini kısıtlarlar. Bununla birlikte donuk omuz gelişebilir.
Donuk Omzun 3 Aşaması:
Aşama 1: Donmaya Başladığı Faz.
Ağrı yavaş yavaş artmaya, ağrı kötüleştikçe omuz hareketleri kısıtlanmaya başlar. 6 hafta 9 ay arasında sürebilir.

Aşama 2: Donma Fazı.
Ağrı devam ediyor, bunla birlikte eklemde katılık gelişmiştir. Günlük aktiviteler çok zordur.
Aşama 3: İyileşme Fazı.
Ağrı azalmaya, omuz hareketleri artmaya başlamıştır. Hareketler tamamen geri dönebilir ya da bu geri dönüşe yaklaşabilir. Bunun için hangi aşamada tedaviye başlandığı çok önemlidir.
Donuk Omuz Tedavisi
Tedavi sürecine ne kadar erken başlanırsa iyileşme oranı o kadar yüksek olur. Bu nedenle kişilerin omuz hareket kısıtlılığı başlamadan, ağrılı aşamada bir uzmana başvurmaları gerekir.
Tedavi olarak fizik tedavi ve egzersiz programı ilk sırada gelir. Egzersiz programı içerisinde germe ve postür egzersizleri yer alır. Sonrasında kuvvetlendirme egzersizleri ile devam edilir.
Tedavi sürecine destek vermek için manuel terapi desteği de alınabilir.
İlerlemiş donuk omuz hastaları için doktorlarının kararı ile cerrahi uygulama da bir tedavi yöntemidir. Ancak hareketleri çok kısıtlanmış ileri bir donuk omuz hastasında; cerrahi sonrası eklem hareket açıklığında %100 iyileşme olamayabilir. Bu nedenle hastaların hareketleri belli açılarda kısıtlı kalabilir.
Donuk omuz için en önemli nokta erken uzmana başvurmaktır.

Bel Fıtığı ve Egzersiz


BEL FITIĞI VE EGZERSİZ
Bel fıtığı ve egzersiz denildiği zaman akıllarda soru işaretleri oluşabilir. Bel fıtığı olan kişiler ağrı şikayetleri nedeni ile çoğu zaman egzersiz yapmak istemezler ama egzersiz bel fıtığı tedavilerinde önemli rol oynamaktadır.
Bel Fıtığı Nedir?
Bel fıtığı; bel omurları arasında bulunan disklerin yapılarının bozulması sonucu ağrı, uyuşma, karıncalanma, kuvvet kaybı gibi şikayetlere neden olan dejeneratif bir hastalıktır.
Bel fıtığının seviyesine ve hangi aşamada olduğuna göre kişide görülen semptomlar değişiklik gösterir. Tedavi şekli de bunlara göre belirlenir.

Bel Fıtığı Aşamaları Nelerdir?

Normal disk: Sağlıklı bir disk orta bölümünde çekirdek ve çekirdeği saran sağlam bir bağ dokusundan oluşur.

1. Aşama bulging  : Diskin dış yapısı sağlam olsa da çekirdek bir tarafa doğru yer değiştirmiş ve dışa doğru bombe yaparak sinire ve etrafındaki dokuya bası yapmaya başlamıştır.

2. Aşama prolaps: Diskin dış yapısında da değişimler meydana gelmiştir. İçte olması gereken çekirdek yapı daha da yanlara doğru çıkıntı yapar.

3. Aşama ekstrüde: Bu aşamada dış yapının da bütünlüğü bozulmuştur. Çekirdek bütünlüğünü korusa da dış yapıdaki açıklıktan dışarı çıkmaya başlamıştır.

4. Aşama: Bu aşamada dışarıya doğru çıkan çekirdek bütünlüğünü kaybeder ve omurilik kanalında serbest hale gelir.

Bel Fıtığı Nasıl Tedavi Edilir?
Bel fıtığı tedavisinde uygulanan birçok farklı yöntem vardır. Bel fıtığının seviyesine, aşamasına ve oluşturduğu semptomlara göre kişiye uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Bu tedavi seçenekleri;
Yatak istirahati
İlaç tedavisi
Fizik tedavi
Manuel terapi
Egzersiz
Ameliyat olarak sıralanabilir.

Bel Fıtığında Egzersiz
Bel fıtığı tedavilerinde egzersizin önemi büyüktür ve hemen hemen her aşamasında uygulanabilir. Egzersiz uygulamalarında önemli olan doktorun onayını almak ve bu egzersizleri alanında uzman fizyoterapistler eşliğinde yapmaktır.
Bel fıtığı olan kişide fıtık olan bölgeye hem destek vermek için hem de omurgaya binen yükü azaltmak için egzersiz yapmak çok önemlidir. Ameliyat gerekmeyen durumlarda aktif ağrılı dönem geçtikten sonra yapılan egzersizler, bu bölgedeki kasları güçlendirerek omurgaya destek sağlar. Ameliyat sonrası dönemde ise yine bu bölgedeki kasların kuvvetlenmesi ve uygun esneklikte olması önemlidir. Bu nedenle bel fıtığı ameliyatlarından sonrada iyileşme için egzersiz büyük rol oynamaktadır.
Siz de bel fıtığı probleminiz hakkında bilgi almak ve vücudunuza uygun egzersizleri öğrenmek için bizimle iletişime geçin.

Ankilozan Spondilit


Ankilozan Spondilit Nedir?
Ankilozan spondilit, özellikle omurgayı ve omurgaya komşu omuz kalça gibi eklemleri etkileyen, ağrılı kronik ve ilerleyici bir romatizmal hastalıktır.
Genel olarak genç erkeklerde görülür. 20 yaş öncesi ve 45 yaş sonrasında da teşhis konulabilir.
Ankilozan spondilitte iltihaplanan eklemler birleşerek tek bir kemik halini alır; bunun sonucunda kişinin hareket kabiliyetini azaltarak yaşam kalitesinin düşürür.
Ankilozan Spondilitin Belirtileri Nelerdir?
Bel, Sırt, Kalça Ağrısı
Bu ağrı genellikle hareketle azalan, oturma ve istirahat sırasında ise artan bir ağrıdır. Özellikle sabah saatleri daha şiddetlidir.
Bel, Sırt, Kalçada Tutukluk
Erken dönemde sabahları yoğun, gün içerisinde ise rahatlayan bir tutukluk olur. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde, eklemlerin de kemikleşmesi ile birlikte hareket kısıtlılığı meydana gelir.
Kalça ve Topuk Ağrısı
Bazı kişilerde ayaklarına basamayacak derecede topuk ağrısı görülebilir.
Ankilozan Spondilit Tanısı Nasıl Konulur?
Ankilozan spondilit tanısı koyarken hastanın şikayetleri ve fiziksel muayene çok önemlidir. Kan tahlili ve röntgen sonuçları ile de tanı rahatlıkla konulabilir.
Ankilozan Spondilit Seyri Nasıl Olur?
Hastalığın ilerleme aşaması kişiden kişiye değişiklik göstermektedir. Kimilerinde sadece bel ve kalça bölgesinde ağrı şikâyeti ile seyrederken kimi hastalarda tüm omurganın hareketsiz kalması ile sonuçlanabilir. Hatta organ tutulumları da görülebilir.
Başlangıç genel olarak bel ve kalça bölgelerinden başlar. Yavaş yavaş yukarıya doğru ilerler. İlk başta bel sonra sırt sonra da boyun hareketleri etkilenir. Sırt omurları arasındaki eklemler de hastalığa katıldıkça solunum kapasitesi de belirgin oranda azalır. Sırtta artmış kifoz (kamburlaşma), kalça önü kaslarında kısalma, buyun hareketlerinde kısıtlılık ile birlikte yaşam kalitesinde belirgin azalma görülür.

Ankilozan Spondilit Tedavisi
Ankilozan spondilitin tedavisinde hastalığın seyrine göre ilaç tedavisinin yanında egzersizin önemi oldukça büyüktür. İlerleyen dönemlerde omurga hareketleri limitleneceği için egzersizin ana amacı omurganın dik ve fonksiyonel bir pozisyonda limitlenmesini sağlamak ve solunum egzersizleri ile solunum kapasitesini korumaktır.
Özellikle sırt ve kalça bölgesi kasları için, özel egzersizler hastaya ev programı olarak da verilir.
Egzersizin Faydaları
• Ağrıların azalmasına yardımcı olur.
• Hastalığın seyrini yavaşlatır.
• Solunum kapasitesini koruyarak solunum sıkıntısının önüne geçer.
• Eklem kısıtlılıklarını minimuma indirger.
• Yaşam kalitesinin artırır.
• Omurgayı dik pozisyonda tutarak görüş alanını korur.

Skolyozdan Korkmayın Onunla Savaşın

Skolyoz, kısaca omurga eğriliği anlamına gelmektedir. Sağlığı tehdit eden bir hastalık değil daha çok dış görünüşü ve duruşu bozan bir deformitedir. Skolyozlu kişilerin temel olarak iki şikayeti olur. Bunlar, ağrı ve duruş bozukluğudur. Ağrı yaşam kalitesini düşürürken, duruş bozukluğu da kişinin kendine güvenini azaltarak psikolojik problemlere yol açmaktadır. Uzman fizyoterapistler eşliğinde düzenli yapılan egzersizler, düzgün ve dik bir duruşa sahip olup, skolyozun etkilerinden ve ağrılarından kurtulmanızı sağlamaktadır.

Skolyoz kozmetik bir deformitedir.

SKOLYOZ NEDİR?

Skolyoz; omurganın 3 boyutlu olarak yana kayması, omurun kendi etrafında dönmesi ve yana doğru eğilmesi ile şekil bozukluğu yaratan bir durumdur. Her omurga eğriliğine skolyoz demek doğru değildir. Günümüz yaşam şartları ve çalışma koşullarında, çoğu kişinin omurgasında bir miktar eğrilik görülür.

SKOLYOZUN TEDAVİSİ NEDİR?

  • Düzenli takip
  • Egzersiz
  • Korse
  • Cerrahi

Skolyoz tanısı için omurga eğriliğinin 10 dereceden fazla olması gerekir. 10 – 40 derece arası skolyozlarda tedavi olarak egzersiz ve korse uygulaması yapılır. 40 – 50 derece arası skolyozlarda ise fiziki muayene bulgularına göre hekim kararı ile ameliyat önerilir. Sadece 50 derece ve yukarısı durumlarda tedavi ameliyattır ve skolyoz tanısı konmuş kişilerin çok düşük bir oranı bu derecededir.

Skolyoz tanısı konmuş kişilerin büyük bir kısmı 10 – 40 derece arası kişilerdir. Hayatı tehdit eden bir durumla karşı karşıya olmasalar dahi vücutlarındaki deformite yüzünden kendilerine güvenleri azalmış sosyal ortamlarda kendini göstermekten çekinen bireyler olurlar. Bunun yanında omurgalarındaki problem nedeni ile zaman zaman yaşadıkları ağrı şikayeti ile birlikte yaşam kaliteleri düşer ve hayattan zevk almaz hale gelebilirler.

Skolyoz egzersiz ile tedavi edilebilir.

SİZE ÖZEL TEDAVİ YÖNTEMİ

Skolyoza özel yapılan tedavi ve egzersiz yöntemine Schroth denir. Amacı üç boyutlu düzeltmeyi sağlamaktır. Bu metot, kişiye özel olarak eğriliğin yerine, açısına ve oluşturduğu deformiteye bağlı olarak planlanır. Alanında uzman, gerekli eğitimleri almış fizyoterapistler tarafından uygulanır.

Schroth metodunda amaç;

  • Asimetrik görüntüyü simetriğe yaklaştırmak
  • Günlük yaşam aktivitelerinde duruş pozisyonunu öğretmek
  • Gerekli kasların kuvvetini arttırmak
  • Gerekli kasların esnekliğini sağlamak
  • Kişinin solunum paternini geliştirmek
  • Eğriliğin açısının ilerlemesini durdurup, geriletmek
  • Egzersizle birlikte sırt, bel ve boyun ağrılarını azaltmak

Bu doğrultuda doğru yapılan egzersiz ve günlük yaşamdaki aktivitelerin simetrik olarak düzenlenmesiyle skolyozun yarattığı etkiler minimuma indirilir. Kısa sürede artan yaşam kalitesi ve kendine güvenle beraber skolyoz bir dert olmaktan çıkar. Düzenli yapılan egzersizlerle de daha sağlıklı ve zinde bir bedene sahip olunur.